TBMM Baskani Sahin, 4. Geleneksel Dostluk Yemegi'nde Konustu

Friday, 25 March 2011 - Image Ali Cinar-New York, Mehmet Ali Şahin, New York'ta Türk Kültür Merkezi ve Türk Amerikan Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen ''4. Geleneksel Dostluk Yemeğine'' onur konuğu olarak katıldı.
Programa , New York Senatoru Kristen Gillibrand, Philidalphia Senatoru, Bob Casey, New York Kongre Uyesi Ed Towns, NYPD Baskani Ray Kelly, New York Eyalet Meclisi Üyesi Steven Cymrowitz gibi isimlerde katildi.
TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, ''Türkiye ve ABD'nin çok geniş bir coğrafyada, kritik önem taşıyan  konularda, kapsamlı bir işbirliği yürüten iki dost ve müttefik ülke olduğunu, ancak iki demokratik ülke aralarında zaman zaman görüş ayrılıklarının yaşanmasının da doğal olduğunu'' söyledi. Friday, 25 March 2011 -
Şahin, New York'ta Türk Kültür Merkezi ve Türk Amerikan Dernekleri Konseyi tarafından düzenlenen ''4. Geleneksel Dostluk Yemeğine'' onur konuğu olarak katıldı.

Konuşmasının başında, BM Genel Kurulunda TÜRKSOY tarafından ''Uluslararası Nevruz Günü'' dolayısıyla düzenlenen kutlama programına da katıldığını anımsatan Şahin, BM'deki programın yoğun ilgi gördüğünü söyledi. Türkiye ve ABD'nin çok geniş bir coğrafyada, kritik önem taşıyan konularda, kapsamlı bir işbirliği yürüten iki dost ve müttefik ülke olduğunu belirten Şahin, New York'ta kaldığı 2 günlük sürede, ABD'de Türk toplumunun temsilcisi durumundaki dernekler, çatı kuruluşları ve onların yöneticileriyle bir araya gelme imkanını elde ettiğini, derneklerin faaliyetlerinden ve çalışmalarından büyük mutluluk duyduğunu söyledi.

Türkiye ve ABD'nin birbirleri için son derece değerli iki ülke olduğunun altını çizen Şahin, ABD ile işbirliğinin sadece ikili ilişkiler açısından değil, küresel ve bölgesel açıdan da büyük önem arzettiğini ifade etti. Şahin, konuşmasında şunları kaydetti: ''Bu işbirliğinin amacı tektir, bu amaç bölgesel ve küresel barışa  katkıdır, istikrara, refah temini çabalarına katkıdır. Türk-Amerikan ilişkilerinin kendine özgü bir niteliği bulunduğunu, bu ilişkilerin aynı zamanda ciddi bir derinliğe sahip olduğunu, çok boyutluluğu kendi içinde taşıdığını vurgulamak isterim. Bu ilişkiler model ortaklık olarak değerlendirilmiştir, bu tabir bizzat ABD'nin Sayın Başkanı Barack Obama'ya ait bir değerlendirmedir.''

Türkiye'nin dünyanın en sorunlu bölgesinde yeraldığını, bu bölgede ve yakın çevresinde çatışmaların hiç eksik olmadığını vurgulayan Şahin, Türkiye-ABD işbirliğinin en önemli konularından birinin de terörle mücadeledeki ortaklık çabaları olduğunu kaydetti. Türkiye'nin terörizmin her türlüsünü insanlığın en büyük düşmanı olarak gördüğünü belirten Şahin, terörle mücadelede uluslararası işbirliğinin şart olduğunu söyledi. Geçen yıl Kasım ayında iki ülkenin terörizmle mücadele konusunda istişareler yaptığını hatırlatan Şahin, ABD'nin terörle mücadele küresel forumu oluşturulması çabalarının Türkiye tarafından da desteklendiğini, bu istişarelerin ikincisinin 5-6 Nisan'da İstanbul'da yapılacağını bildirdi.

Kuzey Afrika ve Ortadoğu'da son dönemlerde meydana gelen gelişmelerin Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğinin önemini bir kez daha gösterdiğine işaret eden Şahin, iki ülkenin bu ülkelerdeki olaylarla ilgili olarak sürekli temasta olmalarının yararlı olduğunu söyledi. Şahin, iki ülke arasında enerji alt güvenliği, nükleer silahların yayılmasının önlenmesi ve küresel mali kriz gibi konulardaki işbirliğinin de devam ettiğini vurguladı.

Geçen yıl Kongre'ye 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını destekleyen tasarının gelmesinin, BM Güvenlik Konseyi'nin İran'a yaptırım kararı almasında yaşanan oylama sürecinin ve İsrail'in Gazze'ye yardım filosuna saldırmasının, başta Kongre olmak üzere bazı çevrelere, Türkiye-ABD ilişkilerinin, işbirliğinin doğasının ve öneminin daha iyi anlatılması gerektiği yönündeki görüşü de güçlendirdiğini ifade eden Şahin, şöyle devam etti:

''Zamanımızı ve enerjimizi, modern ortaklığımızı daha da güçlendirmek ve uluslararası barış, refah ve istikrarın teminine yönelik ortak katkımızı geliştirmek için kullanmaya daha fazla önem vermeli ve buraya yoğunlaşmalıyız. Kaldı ki Türkiye-ABD gibi iki demokratik ülke arasında zaman zaman görüş ayrılıklarının yaşanması da doğaldır, kimse bunu yadırgamamalıdır, bununla birlikte iki müttefik ülkenin esasa ilişkin konularda aynı görüşleri paylaştıkları da memnuniyetle gözlemlenmektedir.''
ABD'deki Türkler'in son yıllarda ivme kazanan örgütlenme faaliyetlerini büyük memnuniyetle karşıladıklarını ifade eden Şahin, özellikle ABD'de faaliyet yapan 3 Türk çatı kuruluşunun çok önemli konularda biraraya gelerek ''birlikten kuvvet doğar, bir elin nesi var, iki elin sesi var'' atasözünü ispat etmelerinin son derece önemli olduğunu kaydetti.

ABD'deki Türk toplumunun Kongre'ye gelebilecek ve 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını destekleyen tasarılar konusunda herzamankinden daha duyarlı olmasının büyük önem taşıdığını da ifade eden Şahin, ''ABD'de ülkemiz aleyhindeki kimi girişimlerin ve Türkiye ile Türk halkına ilişkin kimi önyargıların ikna metodunu kullanmak suretiyle sonuçsuz bırakılmasında, sizlere herzaman olduğu gibi büyük görevler düştüğünü ifade etmek istiyorum'' dedi.

Türkiye'nin 1915 olaylarına ilişkin yaklaşımının, ''tarihin tartışmalı dönemlerinin tarihçiler tarafından arşiv çalışmalarına ve belgelere dayanılarak bilimsel yöntemlerle incelenmesi ve kanıtlanması gerektiği'' yönünde olduğunu belirten Şahin, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''Bu dönemde yaşanan acı olaylar birçok Türk, Ermeni ve daha başka milletlerden insanların ölümüne sebep olmuştur, gerçeğin ne olduğu hususu meşru akademik bir tartışma konusudur diye düşünüyoruz. Ulusal hafıza kayıtları önemlidir, fakat bunlar tek başına gerçek oluşturmazlar. Özellikle Türk ve Ermeni hafıza kayıtlarının çakışması durumunda olduğu gibi ortak hafıza kayıtları çakıştığında, akademik çalışma ihtiyacı daha da önem kazanmaktadır. Tarihsel gerçeklerin en zorlu düşmanı öznel hafıza kayıtlarıdır, hiçbir ulusun bir diğerine kendi ulusal hafıza kayıtlarını dayatma hakkı bulunmamalıdır.''

Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009'da Zürih'te imzalanan protokolde öngörülen tarihsel boyuta ilişkin alt komisyonun, Türk ve Ermeni halkları arasında 1915 olaylarına ilişkin hafıza farklılıklarını da gidermeyi amaçladığını anlatan Şahin, ''Böylece iki halkın yeniden dostluk ortamına kavuşacağı düşünülmüştür, Türkiye bu düşüncededir'' dedi. Şahin, bu kapsamda, ABD'deki Türk toplumu temsilcilerinin Ocak 2011'de görevine başlayan yeni Kongre üyeleri ve yerel makamlar nezdindeki girişimlerinin artarak devam etmesinin önemli olduğunu söyledi.

Geceye katılan Pennsylvania Senatörü Bob Casey konuşmasında, iki kez, Türk Kültür Merkezi'nin katkılarıyla Türkiye'ye gittiğini, Türkiye ile ABD arasındaki ilişkileri güçlendirmeyi hedeflediğini anlattı. Dost ülkeler olarak her konuda anlaşmanın mümkün olmadığını belirten Casey, ama iki ülke arasındaki  bu ortaklık ve dostluğun kalıcı olmasını sağlamak için elinden geleni yapmak istediğini, dostluğun çok değerli olduğunu söyledi.

New York bölgesi ABD Temsilciler Meclisi üyesi Ed Towns da konuşmasında, Brooklyn semtinin ABD'de yaşayan Türkler'in başkenti olduğunu belirterek Türk toplumuyla birlikte çalışmaya devam edeceklerini vurguladı.

Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan da konuşmasında, Türkiye ve ABD'nin ortak değerler, fikirler ve vizyon paylaşan iki yakın dost olduğunu, ABD Başkanı Obama'nın da dediği gibi, iki ülke arasındaki bu ortaklığın, özellikle dünyada bugün yaşanan sorunlar karşısında daha da kritik önem kazandığını ifade etti.

Last modified onSaturday, 06 May 2017 10:07