Selahattin Hilav'in Anisina!

Ali Günertem
This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

Sevgili okuyucular, Turk of America’nın ilk günlerinden beri geçen 2.5 yıl sizlerle Washington’dan haberlerle politik gündemi paylaştım. Gündemde Turk-Amerikan ilişkileri, Apo’nun yeniden yargılanma durumu, yeni Türk Ceza Kanunu’nun yeniden Meclis’ten geçmesi, Başbakan’ın ABD ziyareti, Irak ve Kıbrıs olayları varken ben size ünlü edebiyatci-felsefeci Selahattin Hilav’dan bahsetmek istiyorum.
Bu satırlar kiminiz için Selahattin Hilav’ı hatırlama, kiminiz için onun varlığını öğrenme sebebi olabilir. Selahattin Hilav -benim için Selahattin Abi- 12 Mayıs 2005 sabahı aramızdan ayrıldı. Öldüğünde 77 yaşındaydı.

Yılda bir kez İstanbul’a gittiğimde görme şansı bulduğum ama her gördüğümde hep yeni  şeyler öğrendiğim biriydi. Annemin çok iyi arkadaşı olan Selahattin Abi’yi dünya görüşlerimizle ilgili yaptığımız tartışmalarla hatırlıyacağım. Dünya’ya başka açılardan baktığımızdan tartışmalarımızda birbirimizi her zaman ayrı köşelerde bulmuş olmamıza rağmen bana dünya görüşümde olması gereken açılımlara ve olaylara başka açılardan bakmayı öğretti. Bunların nasıl filtreden geçmesi gerektiğini bu basit masa başı sohbetlerinde bana anlattı. İlerlemiş yaşına rağmen yaz aylarında hergün yüzlerce kulaç atan Selahattin Abi’yle “Ne zaman Olimpiyatlar’a giriyorsun?” diye takılırdım. Ne kadar büyük bir beyin de olsa; anneme kendisine hediye ettiğim gömlek ve çakmağı göstererek “Bak senin oğlunun bana gönderdiği şeyleri hergün kullanıyorum” dediği hep aklımda. Son derece mütevazi bir insandı ve küçük şeylerden zevk alıp dostlarıyla paylaşmayı bilirdi.

FELSEFENİN ÖNCÜSÜYDÜ
Internette yaptığım araştırmada hakkında sayfalarca yazı ve haber buldum. Umarım elinde imkanı olanlar bu yazılara bir göz gezdirerek kendisi hakkında daha çok şey öğrenirler. Türkiye'de felsefe biliminin gelişmesine öncülük eden ve edebiyat alanındaki çalışmalarıyla da tanınan yazar ve çevirmendi. 1928 yılında İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi ve eğitimine Sorbonne Üniversitesi'nde devam etti. Sartre, Freud, Engels, Plehanov gibi düşünürlerin yapıtlarını Türkçe'ye kazandırdı. Kendisi de felsefe ve edebiyat alanında bir çok esere imza attı. 1996 yılında imzaladığı “Felsefe Yazıları” kitabında, “Sevgili Ali’ye, kendi yolunda yürümesi ve başarılı olması dileğiyle, gözlerinden öperek. Selahattin Hilav” diye yazmış. Kütüphanemdeki en önemli kitaplardan biri olarak yıllardır tozlanan kitabı şimdi okumaya başlayarak bizlere neler bıraktığını daha iyi öğreneceğim. Bugüne kadar kendisinden bire bir öğrenme şansım olduğu için kitabı elime almadım ama artık bu zamanın geldiğini hissediyorum.

Bilenler lütfen hafızanızı zorlayın, bilmeyenler lütfen Selahattin Hilav’ı öğrenin. Hep beraber Selahattin Hilav’ın hayatını kutlayalım. Yazımı Hürriyet Gazetesi yazarı Sayın Doğan Hızlan’ın köşesinden bir alıntıyla bitireceğim.
“Edebiyatı da, felsefeyi de onun kitaplarından okuyanlar, en karmaşık sorunların bile yalın bir dille anlatılabileceğini fark ederler. Kitaplarının adları bile bu anlayışı gösterir: Felsefe Yazıları, Edebiyat Yazıları (YKY). .... Edebiyata, felsefe/edebiyat kesişmesinden bakardı. Böylece edebiyat ile düşünce arasındaki paralellikleri, etkileşimleri yorumlardı. Názım Hikmet, Kemal Tahir, Ahmet Hamdi Tanpınar’a böyle yaklaştı. Çevirilerine baktığınızda, Türk felsefesine, düşüncesine, edebiyatına emeğinin değerini daha iyi anlıyoruz. Felsefeyi öğrenmek için 100 Soruda Felsefe, salık verilecek en önemli kaynaktır. Selahattin Hilav da artık kitaplarda ve anılarımızda yaşayacak.”  (Doğan Hızlan, 13 Mayıs, 2005  Hürriyet)
     
(July 2005, 17th Issue)
Last modified onSaturday, 06 May 2017 10:07
More in this category: « Table d'hote Izmit and New Orleans »